MAYIS 20TH, 2015
Sevr Barış Antlaşması
Antlaşma 10 ağustos 1920 tarihinde Sevr’de (Paris yakınlarında), Osmanlı İmparatorluğu ve 1914-18 Birinci Dünya Savaşı’nın galip ülkeleri Büyük Britanya, Fransa, İtalya, Japonya, Belçika, Yunanistan, Polonya, Portekiz, Romanya, Ermenistan, Çekoslovakya, Sırp, Horvat ve Slavon krallıkları arasında imzalanmıştır. Antlaşmayı, Ermenistan Cumhuriyeti adına Avetis Aharonyan imzalamıştır. Avedis Aharonyan ve Batı Ermenileri temsilcisi, Ulusal Heyet’in Başkanı Poğos Nubar Paşa, müttefik devletlerin önde gelenleriyle, azınlık hakları, diplomatik ve ticari ilişkilerle ilgili ek antlaşmalar da imzalamışlardır. Uluslar arası hukuk açısından, Ermenistan Cumhuriyeti, antlaşmaya taraf olarak işbu antlaşmayı imzalamış olan diğer tüm devletler tarafından de juro tanınmaktadır.
Sevr Barış Antlaşması’nın temelinde 1916 Sayks-Piko antlaşmasının maddeleri ve devletlerin 1920 San-Remo konferansının kararları yatmaktadır. Antlaşma 13 kısım ve 433 maddeden meydana gelmiştir. Bunlar sınır, siyasi, azınlık hakları, askeri, deniz ile hava, esirler ve cezalar, ekonomi ve finans, hava ulaşımı, deniz ve demiryolları ile iş gücü sorunlarıyla ilgilidir. Sevr Barış Antlaşması’na göre Kostandnupolis (İstanbul) ve çevresi Osmanlı Devleti’ne kalmakta, Boğazlar silahlardan arındırılıp uluslar arası idare altına alınmaktaydı. Osmanlı Devleti, Trakyayla ilgili üstünlüğünden, Ege Adaları’ndan, Kıbrıs, Mısır ve Arap topraklarından vaz geçiyordu. İzmir ve çevresi Yunanistan tarafından idare edilecek ve Yunanistan, bölge halkının büyük bölümünün arzusu üzerine bu bölgelere sahip olabilecekti.
Türkiye’nin Asya bölümü, Batı Anadolu sınırlarına çekilecek, Hicaz bağımsızlığa kavuşacak, Mısır, Filistin, Suriye ve Mezopotamya (Irak), Milletler Cemiyeti sayesinde alt mandat bölgesi olarak Büyük Britanya ve Fransa’ya teslim edilecekti.
Sevr Barış Antlaşması birçok yönden Yakın Doğu’nun Avrupa devletleri tarafından süregelen sömürülmesini hatırlatmakta ve ek idari, hukuki, askeri ve ekonomik kontrole imkân sağlamaktaydı.
Sevr Barış Antlaşması’nın “Ermenistan” bölümü 88-93 maddelerini kapsamaktaydı. Osmanlı Devleti, Ermenistan’ı “hür ve bağımsız bir devlet” olarak tanımaktaydı. Osmanlı Devleti ve Ermenistan, Erzrum (Erzurum), Trapizon (Trabzon), Van ve Bitlis vilayetlerinin iki ülke arasında bölünmesini Amerika Birleşik Devletleri’ne bırakmakta ve ABD’nin bu konuda vereceği karar ile Ermenistan’a denize çıkış sağlanması konusunda ve belirlenecek sınıra yakın tüm bölgelerin silahsızlandırılmasıyla ilgili (Vilson’un muhakeme kararı) tüm önerileri kabul etmekteydiler.
Ermenistan’ın, Gürcistan ve Azerbeycan’la olan sınırları ise bu ülkeler kendi aralarında doğrudan görüşmelerle karar vereceklerdi. Bu devletlerin anlaşamaması durumunda ise önde gelen müttefik devletler bu sorunu kurulacak özel komisyon aracılığla, yerinde çözeceklerdi. Sevr Barış Antlaşması’nın ilgili maddeleri insanların gönüllü yer değiştirmesine, 18 yaşından büyük olanlara, milli ve dini aiditeye uygun olarak, çoğunluk teşkil ettikleri bölgedeki bir başka ülkenin vatandaşlığını almasına izin vermekteydi.
Bu insanların, taşınmazları üzerindeki hakları saklı tutulmakta, fakat bir yıl içinde taşınır mal varlıklarını, seçmiş oldukları ülkeye nakletme mecburiyetindeydiler. Osmanlı Devleti’nin, metruk mallarla ilgili 1915 kanunu geçersiz sayılmaktaydı. Türkiye’de kalan azınlıkların hakları, hayatı, hürriyeti ve kanun önünde eşitlikleri hükümet tarafından sağlanacaktı. “Savaş esnasında Osmanlı İmparatorluğu’nda, insanlara karşı uygulanan vahşetin meydana getirdiği kötülüklerin azami şekilde tazmin edilmesi için Osmanlı hükümeti, kendisi ve Osmanlı yönetimi adına 1 kasım 1914 tarihinden sonra kaybolmuş, kaçırılmış, tutuklanmış ve hapsedilmiş her ırk ve dinden insanları arama ve kurtarma konusunda her türlü desteği vermeği taahhüt etmektedir”.
Cezalar bölümünde Osmanlı hükümeti, savaş kanun ve hükümlerini ihlal etmiş suçluları divanıharbe teslim etmek konusundaki müttefik devletler hukukunu tanımaktaydı. Suçlular gibi, cürümlerle ilgili verileri ve belgeleri de teslim etmeyi kabul etmekteydi.
“…İşbu şahıslar, , 1 ağustos 1914 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu’na ait olan bölgede ve ülke savaş halindeyken gerçekleştirilen kırımlardan sorumludurlar”.
Müttefikler, bu insanları yargılamak için dava açabileceklerdi.
Gürcistan, Ermenistan, Azerbeycan ve İran’ın, Batum limanı üzerinden Karadenize serbestçe çıkabilmeleri konusunda anlaşılmıştı. Müttefikler, Kars’tan Çoroh (Çoruh) Vadisi üzerinden Batum’a açılacak “Ermeni koridoru”na sıcak bakmaktaydılar, fakat antlaşmayı imzalama anında Gürcistan, buna karşılık Ermenilere Gürcistan üzerinden demiryolu inşa edilmesini teklif etti. Trapizon (Trabzon) limanının da Ermenistan’a dahil olup olmayacağı tam olarak kesin olmadığından dolayı, ayrı bir maddeyle Ermenistan’a transit ayrıcalıkları tanınmakta ve bu limanın bir kısmı süresiz Ermenistan’a kiralanmaktaydı.
Sevr Antlaşması’nın imzalanmasına kadar geçen süre içinde başkan V.Vilson tarafından görevlendirilen komisyon, sınırların çizilmesi için hesaba katılması gereken coğrafi, ekonomik, ulaşım, su kaynakları, ticaret yolları, toplumsal ve diğer konuları incelemişti. Heyet, önerilerini 1920 eylülünde incelemeye sundu ve başkan, kararını kasım ayında Avrupa devletlerine teslim etti. Bu karara istinaden Van ve Bitlis vilayetlerinin üçte ikisi, Erzrumun (Erzurum) hemen tamamı, Trabzon Vilayeti’nin büyük kısmı, liman da dahil olmak üzere Ermenistana kalacaktı. Bu alan toplam olarak yaklaşık 100 bin km2tutmaktaydı.
Transkafkasya’da zaten var olan Ermenistan Cumhuriyeti’yle birleştirilince, bağımsız Ermeni devletinin 160 bin km2 alanı ve Karadenize çıkışı olacaktı.
http://westernarmeniatv.com/tr/history/turkish-sevr-baris-antlasmasi/