29 Mart 2011 tarihli karar “Batı Ermenistan Ermenilerinin ve Batı Ermenistan’ın daimi, silahlı ve pozitif tarafsızlığı hakkında”

ԱՐԵՒՄՏԵԱՆ ՀԱՅԱՍՏԱՆԻ ԱԶԳԱՅԻՆ ԺՈՂՈՎ ( ԽՈՐՀՐԴԱՐԱՆ )

29 Mart 2011 tarihli karar “Batı Ermenistan Ermenilerinin ve Batı Ermenistan’ın daimi, silahlı ve pozitif tarafsızlığı hakkında”

KARAR
N: 1/2011 –29.03.2011

BATI ERMENİSTAN ULUSAL KONSEYİ ‘KARA VE DENIZ SAVAŞI HUKUKU, TARAFSIZ ÜLKELERIN HAK VE ÖDEVLERI, SAVAŞIN BAŞLATILMASI, DÜŞMANLIKLARIN AÇILMASI HAKKINDA’ 18 EKİM 1907 TARİHİNDE LAHEY’DE İMZALANAN ANTLAŞMAYA DAYANARAK BATI ERMENİSTAN ERMENİLERİNİN VE BATI ERMENİSTAN’IN DAİMİ, SİLAHLI, OLUMLU TARAFSIZLIĞINI İLAN EDİYOR

ÖNSÖZ

Birinci ve İkinci dünya savaşlarında insanlığın ve özellikle Ermeniler’in manevi, kültürel, maddi ve toprak kayıpları göz önünde bulundurarak, insanlığın bugün de manevi-kültürel, ahlaki-psikolojik ve ekonomik-siyasi krizlerinden dolayı, medeniyetler arasında yeni çatışmalar insanlığı üçüncü dünya savaşının eşiğine getirdiğini görerek;
‘Kara ve deniz savaşı hukuku, tarafsız ülkelerin hak ve ödevleri, savaşın başlatılması, düşmanlıkların açılması hakkında’ 18 ekim 1907 tarihinde Lahey’de imzalanan antlaşmayı insanlık ve Ermeniler için hukuki anlamda doğru bir yol olarak kabul etmekteyiz ve antlaşma, milletler ve dinler arasında çatışmaları, savaşları önlemek açısından büyük önem taşımaktadır.

Emperyalist politikaların sonucu olarak Batı Ermenistan devletinin yokluğu, Batı Ermenistan Ermenilerini hukuki anlamda ‘Kara ve deniz savaşı hukuku, tarafsız ülkelerin hak ve ödevleri, savaşın başlatılması, düşmanlıkların açılması hakkında’ 18 Ekim 1907 tarihinde Lahey’de imzalanan antlaşmanın bir parçası olma imkanından ve öz savunma organize etme doğal hakkından mahrum etti. Eğer Ermeni Devleti var olsaydı, yukarıda adı geçen sözleşmeden (1899 yılındaki birinci sözleşme de dahil olmak üzere) ve bu haklardan mutlaka faydalanacaktı.

Şunu da hatırlatıp altını çizmek ve değerlendirmek istiyoruz. 24 Mayıs 1915 tarihinde Üçlü İtilaf Ülkeleri: Büyük Britanya, Fransa ve Rusya Osmanlı Hükümeti tarafından Ermenileri yok etme politikasını eleştirip ‘Osmanlı’nın insanlığa ve uygarlığa karşı işlediği yeni suç’ olarak bu olayı tanımladılar.

4 Ağustos 1920 tarihinde Kilikya Ermeni Devleti bağımsızlığını ilan etti, fakat Fransa 27 Ekim 1915 tarihindeki Ermeni Kilikya’sına özerklik verme sözünden vazgeçip Kilikya’yı terk etti ve silahsızlaştırdı, bu yüzden de Kilikya bağımsızlığını koruyamadı.

Bu dönem aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanma ve uluslararası prensiplere dayanarak yeni bağımsız arap devletlerin ortaya çıkma dönemiydi.

1918-1920 yıllarında Doğu Ermenistan’da kurtuluş mücadelesini sürdüren bölgeler Nakhicevan (Nahçıvan), Zangezur, Artsakh (Karabağ), Cavakh ve Ermenistan Cumhuriyeti Türk-Azeri silahlı birimlerinin saldırılarına uğradığını tarihi bir gerçek olarak kabul ediyoruz.
1920 yılında Ermenistan Cumhuriyeti üye olmak için Milletler Cemiyetine başvurdu ve cevabı beklediği süreçte Kemalist Türkiye Ermenistan’a ve Ermenilere karşı yeni saldırılar gerçekleştiriyordu. Sevr Barış Antlaşması’nın ve ABD 28. Başkanı Woodrow Wilson’un Hakem Kararı’nın hayata geçirilmesini engellemek amacıyla.

Ermeni Milleti’nin özgür iradesini ve kendi topraklarının üzerinde otokton (yerli) halk olarak bagımsızlıgını geliştirmek, özgür yaşama, kalkınma, ilerleme hakkına engel olan başka tarihi olayları da göz önünde bulundurarak,

Ve nihayet BM tarafından kabul edilen uluslararası prensip ve standarlarına uygun bir şekilde, anlaşmazlıkların barışçıl yöntemlerle çözümünden yana olduğumuzu bir kez daha belirterek, halkların özgürce kalkınma ve ilerleme hakkına dayanarak,

Batı Ermenistan Ulusal Konseyi olarak bu kararla ilan ediyoruz;

1. İşgal altında bulunan Batı Ermenistan`a (“de jure” ve “de facto”) ait olan bölgelerin Batı Ermenistan Ermenilerin ve Batı Ermenistan’ın daimi, silahlı, olumlu tarafsızlığını ilan ediyoruz ve aşağıdaki hükümleri öne sürüyoruz;

a) ABD 28. Başkanı Woodrow Wilson’un 22 Kasım 1920 tarihindeki Ermenistan-Türkiye sınırlarını belirleyen Hakem Kararı.

b) BM’in 14 Aralık 1960 tarihinde kabul ettiği ‘Sömürge İdaresi Altındaki Ülkelere ve Halklara Bağımsızlık Verilmesine İlişkin Bildirisine’ dayanarak tarihi Ermenistan`ın, Batı Ermenistan ve Kilikya dahil olmak üzere bağımsızlığını tanımak.

c) Ve nihayet kadim Otokton (Yerli) halk olarak 13 Eylül 2007 tarihinde BM tarafından kabul edilmiş yerli (otokton) halklar hakları bidirgesine göre Batı Ermenistan Ermenilerin, Batı Ermenistan’a yönelik olan tarihi, kültürel, medeni, inkar edilemez ve zamanaşımı olmayan haklara sahiptir.

2. Batı Ermenistan Ulusal Konseyi’nin daimi, silahlı, olumlu tarafsızlık hakkındaki kararı, hem Batı Ermenistan vatandaşı olanlar için geçerlidir, hem de daha vatandaş olmayan Ermeniler için, zira onlar tanıtıldığı gibi Diaspora Ermenileri değil, onlar Ermenilere yapılan soykırım ve tehcir sonucunda dünyanın dört bir yanına dağılmış sürgündeki Batı Ermenistan Ermenileridir.

3. Batı Ermenistan Ermenilerinin, Ermeni topluluklarıda dahil olmak üzere, günümüzde dünyada yaşanan savaşlara, devrimlere, milletler ve dinler arasındaki çatışmalara, medeniyetler arasındaki çatışmalara ve onlardan kaynaklanan şiddetlere, katliamlara, soykırımlara, kaoslara dahil olmama hakkı vardır, (Kara ve deniz savaşı hukuku, tarafsız ülkelerin hak ve ödevleri, savaşın başlatılması, düşmanlıkların açılması hakkında’ 18 ekim 1907 tarihinde Lahey’de imzalanan sözleşmeye göre.)

4. Batı Ermenistan Ermenileri, Ermeni toplulukları da dahil olmak üzere, şiddetlerden, saldırılardan, zorunlu tehcirlerden ve katliamlardan korunup, ülkelerini dış saldırılara karşı savunma hakkına sahiptirler. Bu hakları özellikle BM Anayasası’nın 51. Maddeden kaynaklanıyor. Bu madde insanların ‘Bireysel ve toplu öz savunma hakkını’ vurguluyor.

5. Batı Ermenistan Ermenilerinin, Ermeni toplulukları da dahil olmak üzere, ‘Kara ve deniz savaşı hukuku, tarafsız ülkelerin hak ve ödevleri, savaşın başlatılması, düşmanlıkların açılması hakkında’ 18 ekim 1907 tarihinde Lahey’de imzalanan sözleşmeye göre yaşadığı ülkenin, başka ülkelere karşı saldırı gerçekleştirdiğinde, yada iç siyasi çatışmalar, iç savaşı esnasında olaylara dahil olmayıp tarafsızlığını koruma hakkı var. Batı Ermenistan Ermenilerinin barış ve güven içinde yaşayıp kalkınma örneklerinden biri de 1975-1990 yıllarında Lübnan’da iç siyasi krizi yaşanırken Lübnan Ermeni toplulukları da olumlu tarafsızlığını koruyabilme örneğidir.

6. Batı Ermenistan Ermenileri, daimi, silahlı, olumlu tarafsızlıklarını sürdürdükleri süreçte kendi toplumunun ve cemaalerin güvenliğini koruyabilmek için BM Anayasası’nın 51. maddesine göre savunma ve bölgesel emniyet güçleri oluşturma hakkına sahiptirler.

7. Batı Ermenistan Ermenileri ve Ermenilerin vatanından değişik dönemlerde, değişik sebeplerden göç ettirilmiş ve sürgüne uğramış Ermeniler, ahlak, tarih, medeniyet, siyaset ve sivil açılarından baktığımızda daimi, silahlı, olumlu tarafsızlık politikalarını sürdürme haklarını hayata geçirmelidir, zira bugüne kadar ne Milletler Cemiyeti, ne de Birleşmiş Milletler ve uluslararası camia gerektiği gibi Ermenistan’ın (Batı Ermenistan) ve Ermenilerin doğal, daimi ve inkar edilemez haklarını savunmamışlardır.

8. Bu bağlamda Milletler Cemiyeti’nin ve BM’nin belgelerinde ve birinci kurumun oluşturduğu Hükümetlerarası Danışma Kurulu kararında (2 Ağustos 1929) yer alan ‘Ermeni göçmenlerinin sorunları ve terk edilmiş mülkleriyle’ ilgili bazı hükümlerle BM’in ‘Ağır Uluslararası İnsan Hakları Hukuku İhlalleri ve Ciddi Uluslararası İnsancıl Hukuk İhlalleri Mağdurlarının Çözüm ve Tazminat Hakkına Dair Temel Prensipler ve Kurallar’ (16 Aralık 2005, N:60/147) sözleşmesinde yer alan bazı hükümler kabul edilemez.

9. Batı Ermenistan Ermenileri, Ermeni cemaatleri de dahil olmak üzere, siyasi çelişkilerden ve suistimallerden dışarı çıkıp kendi milli meselelerini başka bir hukuki zemine taşıma hakkına sahiptirler.

10. Dünyanın dört bir yanına dağılmış sürgündeki 10 milyon Ermeni, Batı Ermenistan’da çoğunluk oluşturup güvenliklerini sağlayabilirler, dolayısıyla W. Wilson Hakem Kararı’nın hayata geçirilmesi ve ‘de facto’ gerçekleştirilmesi bir gerekçedir.

11. Batı Ermenistan Ulusal Konseyi, Batı Ermenistan’ın sürgünde bulunan Hükümetine talimat veriyor; Bundan sonra yasama, hukuki, kavramsal, yapısal ve girişimcilik faaliyetlerinde ‘Batı Ermenistan Ermenilerinin ve Batı Ermenistan’ın daimi, silahlı, olumlu tarafsızlık’ prensiplerine uygun bir şekilde hareket etmek zorundadır, zira bu prensiplere göre ‘Batı Ermenistan daimi, silahlı, olumlu ve bağımsız, demokrat bir devlettir’.

12. ‘Batı Ermenistan Ermenilerinin ve Batı Ermenistan’ın daimi, silahlı, olumlu tarafsızlık hakkında’ Batı Ermenistan Ulusal Konseyi’nin beyannamesi, hemen beyan ettikten sonra
‘de jure’ yürürlüğe giriyor, ‘de facto’ ise bu beyannameyi Hollanda Hükümeti’ne teslim ettikten 60 gün sonra yürürlüğe girecektir.

Batı Ermenistan Ulusal Konseyi
––––––––––––––––––––––––––––––
Başka dillere tercüme edildiğinde çeviri metnin aslı olarak Ermenice metin kabul edilecektir.
––––––––––––––––––––––––––––––

Dipnot

1. Le premier communiqué turc. Agence Télég. Wolff. Constantinople, le 4 juin 1915, L’Agence Havas avait publié, le 24 mai, la déclaration suivante, après une entente préalable entre les Gouvernements de France, de Grande–Bretagne et de Russie:

“Depuis un mois environ, les populations turque et kurde de l’Arménie procède, de connivence et souvent avec l’appui des autorités Ottomanes, à des massacres des Arméniens. De tels massacres ont eu lieu vers la mi–d’avril (nouveau style) à Erzeroum, Terdjan, Eghine, Akn, Bitlis, Mouch, Sassoun, Zeitoun et dans toute la Cilicie; Les habitants d’une centaine de villages aux environs de Van ont été tous assassinés; dans la ville même, le quartier arménien est assiégé par les Kurdes. En même temps, à Constantinople, le Gouvernement Ottoman sévit contre la population Arménienne inoffensive.
En présence de ces nouveaux crimes de la Turquie contre l’humanité et la civilisation, les Gouvernements alliés font savoir publiquement à la Sublime Porte qu’ils tiendront personnellement responsables des dits crimes tous les membres du Gouvernement ottoman ainsi que ceux de ses agents qui se trouveraient impliqués dans de pareils massacres. ”

‘Adeta bir aydan beri Ermenistan’ın (Batı Ermenistan) Türk ve Kürt ahalisi Osmanlı idarecilerinin izniyle ve hatta onların desteğiyle Ermenilere karşı katliamlar gerçekleştiriyor. Bu katliamlar Nisan ayının ikinci yarısında Erzurum’da, Tercan’da, Eğin’de, Bitlis’te, Muş’ta, Sasun’da, Zeytun’da ve bütün Kilikya’da gerçekleşti. Van’ın etrafındaki yüzden fazla köyün Ermeni nüfusu katledildi ve Van’ın Ermeni mahallesi Kürtler tarafından kuşatılmış durumundadır. Aynı zamanda Osmanlı Hükümeti İstanbul’un savunmasız Ermeni sakinlerini de eziyet çektirdi. İnsanlık ve medeniyete karşı Türkiye’nin bu yeni suça karşılık olarak itilaf devletlerin hükümetleri Bab-I Ali’ye bildiriyorlar ki Türk Hükümeti’nin tüm üyeleri ve bu katliamlara katılan bütün memurlar şahsen sorumlu sayılacaktır’.

2. La Correspondance d’Orient, Revue économique, politique et littéraire
Le 19 janvier, 1920,
1/ Le conseil supreme des allies a decider que le gouvernement de l’Etat Arménien est reconnu comme gouvernement de fait;
2/ Que cette reconnaissance ne préjuge pas la question des frontières de l’Etat armenien.

2. La Correspondance d’Orient, Revue économique, politique et littéraire
Հունվար 19, 1920,
1/ İttifak Devleti Genel Konseyi Ermeni Devleti Hükümeti’ni ‘de facto’ hükümet olarak tanıdığını ilan ediyor.
2/ Tanımanın, Ermeni Devleti’nin sınırlarının belirlenmesi anlamına gelmediği kararalaştırıldı. 19Ocak 1920

3. 22 Kasım1920 tarihinde ABD 28. Başkanı Woodrow Wilson tam adıyla ‘Amerika Birleşik Devletleri Başkanının Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır sorununun çözümlenmesine ve bununla birlikte, Ermenistan’ın (Batı Ermenistan) deniz ulaşımı ve sözü geçen sınırlara bitişik Türk topraklarının herhangi bir bölümünün askerden arındırılmasını şart koşabileceğine dair’ tahkim kararını kabul etti.

3. Voici la Sentence Arbitrale officiel et complet; “La décision du Président des Etats–Unis d’Amérique pour la détermination de la frontière entre la Turquie et l’Arménie,l’accès à la mer de l’Arménie et la démilitarisation de tout territoire turc adjacent”.

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail