Baskın Oran 01.01.2016
Arap Birliği dedikleri, Irak’a asker göndererek uluslararası hukuku ihlal ettiğimiz iddiasıyla bizi kınamış. Bölgeden en hızlı biçimde çekilmemizi istemiş! Höst!
İşin rahatsız edici tarafı şudur ki; Esed’i düşürmek için elele yürüdüğümüz S. Arabistan ve Katar, bırakın bu alçaklığa bir muhalefet şerhi koymayı, “kınamak” tabirini bile engellememişler. Sözde Müslümanlar!
Bunun üstüne, daha dün bana “Abi” diye yağ çeken Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atambayev kalkıyor, düşürülen Rus uçağı için Rusya’dan özür dilememizi istiyor.
Bu Araplar ile Kırgızlar bu melanetleri kendi başlarına düşünmüş olamazlar. Akılları yetmez. Demek ki içlerine bu alçak Paraleller sızmış.
Rus uçağını da bunlar düşürmüş olmasın bizi zorda bırakmak için?
“Ne Mutlu Müslüman’ım Diyene”
Diğer yandan; casuslara ve FETÖ’cülere karşı aralıksız yürüttüğümüz mücadele meyvelerini vermekte. Giresun Bulancak’ta jandarmalar belediyenin bir kamyonunu aşırı yüklüdür bahanesiyle durdurmuş, AK Partimizin belediye başkanı da derhal müdahale ederek cevabını vermiş: “Sen paralel devlete çalışıyorsun, aynen MİT TIR’larına yapılan muameleyi yapıyorsun!”.
Seçilmiş belediye başkanımızın bu davranışı, bu “Paralel” terimini halkımızın nasıl benimsediğini ve Paralelcilere karşı nasıl tepki verdiğini göstermek açısından çok önemlidir. Ayrıca başkanımız, olayı videoya çekip internette yayınlayanlar hakkında suç duyurusunda bulunacaktır. Sulh Ceza Hakimliklerimizin adil kararlarına konu olacak böyle bir suç duyurusunun, benim bu sosyal medya denilen kepazeliği ortadan kaldırma çabalarımı desteklemek açısından da çok faideli olacağı şüphesizdir inşallah.
***
Hayrettin Karaman hocamız yine fetva tadında bir yazı yazdı. Diyor ki, İslami sistem başkanlık sistemine benzer. Bu sistemde halk başkanı (halifeyi) seçer, ona bağlanır, başkan da yöneticileri seçer, yargıya müdahale edemez, İslami usule göre yasamayı ve denetimi yapacak olan heyet de başkandan bağımsızdır.
İnsanlarımızı din-i mübin-i İslam’ın müşfik kollarına alıştırmak bakımından çok hayırlı bir yazı. Yalnız, “müdahale edemez … bağımsızdır” kısmını pek anlamadım. Yargıyı, yasamayı ve denetimi Başkan’dan ayırdın mı kaos çıkar yav! Bugünkünden beter olur. Karaman Hoca bunları nasıl yazmış, bir meçhul.
Ama yine de, “İslami usule göre” demesi çok önemli. Kendisinin bu yazısı, milli piyango ve lottoyu haram ilan eden Diyanet fetvasıyla ve büyük mütefekkirimiz Nuri Pakdil’in Necip Fazıl ödül törenindeki “Ne Mutlu Müslüman’ım Diyene!” biçimindeki çok veciz şiarıyla birleşince daha bi anlam kazanıyor…
FBİ’yi içeri nasıl atacağız!
Hele şimdi bi de yılbaşı kutlamalarını haram ilan edebilirsek dört dörtlük olacak ve bazı haince tezvirat AK Partimize zarar vermeden unutulmaya terk edilebilecek inşallah. Malum ya, şu sırada emperyalist Amerika’nın FBİ örgütü tarafından ihbar edilen ve İlahiyat Fakültesi hocası olduğu belirtilen Edirne’deki profesör olayı var. İnternetten çocuk pornosu indirip depoladığı, yani pedofil olduğu iddia ediliyor.
Yav, ilahiyatçıdan hiç pedofil olabilir mi yav! Bu işin fıtratına uymaz! Nasıl Ömer El-Beşir dostumuz Müslüman olmak hasebiyle soykırımcı olamaz idiyse, bu da olamaz! İşte gelişmekte olan bu ortam içinde aynen 17-25 Aralık’taki Paralelci-montajcı-şantajcı iddialar gibi bu da unutulup gidecek inşallah.
Gidecek de, Pensilvanya’dakini bize vermemekte ısrar eden bu Amerika, ya bu iddianın peşini takip eder de resimleri ve delilleriyle açıklarsa? FBİ’yi atamayız da içeri bu Can Dündarlar gibi!
ODTÜ’yü tepesersemi ettik
Her şerde büyük hayır varmış! Rusya’nın yan kuruluşu olduğu anlaşılan şu anarşist Anonimuz örgütü tarafından yapılan siber saldırı belasını çok iyi kullandık.
Fethedilmemiş kale bırakmama stratejimizin kaç zamandır ODTÜ’ye haddini bildirme faslı vardı. Türkiye’deki genel sunucuyu başından beri orası işletiyor. Onun elinden alıp, Türkiye’deki bütün elektronik haberleşmeyi kaynağında kontrol etmek için kurduğumuz Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu BTK’ya vermek istiyorduk. Reddediyordu.
Bu siber saldırı olup da ortalık karışınca, Ulaştırma Bakanımız Binali hemen ODTÜ’nün yeterli güvenlik önlemlerini almadığını, güvenlik birimleriyle işbirliği yapmadığını açıkladı. Başbakan Yardımcımız Lütfü Elvan da rektörü bir imparator gibi davranmakla suçladı.
Benim bu üniversiteyle hesabım yeni değildir. 2012’de Göktürk uydumuzun atılışı sırasında öğrenciler beni protesto etmeye kalkışınca, “Sizin yetiştirdiğiniz öğrenciler bunlarsa ülkemiz bitmiş” diye azarlamıştım hocalarını. Eskişehir’e kestirme çıkış yolu için birkaç ağaç kesilmesi sırasında ukalalık edilince de, “Solcular, ateistler, bunlar terörist” diye tepkimi göstermiştim. Ben bu üniversitenin İngilizce eğitim yapmasına, benim gibi vatandaşlara tepeden bakmasına eskiden beri gıcığım.
Tam bu sırada, tadından yenmez bir fırsat daha yakaladık bu fesat kuşunun yuvasını bozmak için. Müslüman kardeşlerimiz basket sahasında namaza durunca saldırmış komünist öğrenciler. Neymiş efendim, mescit dolu değilmiş, şov yapıyorlarmış. Neymiş efendim, üniversite içinde 2 cami, 15 de mescit varmış.
Ne olmuş vardıysa? Devasa üniversite! Çocuk ya dersine geç kalacak yahut Allah (c.c.) muhafaza namaz farize-i kebirini ihmal edecek! Ayrıca, camilerin çoğalması ne zamandan beri kötü bir şey oluyor? Bak, biz durmadan her yere inşa ediyoruz, halkımız daha da talep ediyor.
YÖK başkanımız hemen rektörü çağırtıp sigaya çekti. Ayrıca, mescit tadilatının bitirilmesini, namaz kılan öğrencilere şiddet uygulayan öğrencilere verilecek cezaları yakından takip için özel komisyon kurdurdu. AK Partimizden Aydın Ünal da “Bunun hesabını sorarız. Cizre’ye nasıl girildi, ODTÜ’ye de öyle girilir” deyip bir taşla iki kuş vurdu. Yani, netice-i kelam, bu fesat odağını tepesersemine çevirdik çok yönlü sıkıştırmayla.
***
Yalnız, bir konuya sinir oldum, bizim Aktroller “Namaz kılan Müslümanlara ODTÜ’de saldırılıyor” haberini yayarken, kafatası boydan boya halde yarılmış bir gencin resmini kullanmışlar. Oysa bu resim “Alman ırkçılarının duracağı yok” başlıklı bir yıl önceki bir habere aitmiş, güya. Mustafa’ya kesin talimat verdim, bi daha böyle hata yapmasınlar diye inşallah.
Bir mucize yaratıyorum…
Ben bugün öğle saatlerinde bir gencin hayatını kurtardım. Boğaziçi Köprüsünden geçiyorduk, bir genç intihar ediyormuş orada tesadüfen, konvoyu durdurduk, çocuk geldi, intiharın günah olduğunu söyledim, elimi öptürdüm, vazgeçti, bir can kazandık.
Yalnız, sonradan olayın fotosu yayınlanınca gördüm, o sırada bir arazi için acilen aramıştı birisi, telefonla konuşuyordum, hem çocuğu intihardan kurtar hem kulağında telefon, çok şık olmamış.
Daha sonra, bir de gencin resmi çıktı gazetelerde. Bizim Osmanlı Ocakları’nın koca bir arması altında resim çektirip o lanet feysbuka koymuş. Bu da, hainlerin “Bu genç zaten Erdoğan hayranı, bu iş bir senaryo” tezviratlarına sebep oldu. Şimdi hainlerin ağızları yine açılacak.
Ben boşuna demiyorum bu sosyal medya denilen melaneti tamamen silip ortadan kaldırmak lazım diye! Şimdi bi de bunun bizim Aktrollerden olduğu çıkarsa, bak artık!
http://www.agos.com.tr