ABD Başkan Joe Biden’in 24 Nisan 2021 tarihindeki mesajı ve Ermeni Soykırımı’nın tanınması, kınanması ve tazminat konularıyla ilgili ABD politikası

Radik Khamoyan President of the Republic of Western Armenia (Armenia)

ABD Başkan Joe Biden’in 24 Nisan 2021 tarihindeki mesajı ve Ermeni Soykırımı’nın tanınması, kınanması ve tazminat konularıyla ilgili ABD politikası

24 NİSAN 2021 – ERMENİ SOYKIRIMI – ULUSLARARASI POLİTİKA.

ABD tarafından 1894-1923 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Ermeni nüfusunun kitlesel katliamlarının önceden planlanmış olarak ve sürekli bir şekilde uygulanmış, soykırım eylemi olarak nitelendiren belgelerin tanınmasının uzun bir tarihi vardır. Bu ABD’nin bu konudaki politikasını ve bu konudaki somut adımları açıklığa kavuşturuyor ve ve geçmişi 1894’e kadar uzanıyor.

Kısaca bir liste şeklinde verelim:

– ABD Kongresinde Senato’nun (24 Ocak) ve Temsilciler Meclisi’nin (27 Ocak) 1896’deki “Ermeni halkına karşı işlenen suçlar” başlıklı kararlar (Ermenilere yönelik Hamidiye katliamları hakkında),

– ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Henry Morgenthau’nun I.Dünya Savaşı sırasındaki faaliyetleri; Ermeni Soykırımı ve tehcirini belgeleme, Osmanlı İmparatorluğu’nun geri kalan Ermenilerine yardım için vakıf kurma ve “Ermenilere Karşı Suçlar Komitesi” nin kurulması hakkında ki, 1919’da “Ortadoğu Amerikan Yardım Komitesi” olarak adı değiştirdi,

– ABD Senatosu kararı, 9 Şubat 1916,

– Orta Doğu Yardım Komitesi hakkındaki ABD Kongresi Yasası, 6 Ağustos 1919,

– ABD Temsilciler Meclisi’nin, Türkiye’de Ermenilere yönelik devam eden zulüm ve tehcirler, Ermenileri Kilikya’dan tahliye etme ve bir Ermeni devleti kurma olasılığı hakkındaki kararı, 7 Mart 1922,

– ABD Hükümeti’nin “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin” Sözleşme ile ilgili Uluslararası Adalet Divanı’na gönderilen Yazılı Açıklaması, 28 Mayıs 1951,

– ABD Başkanı Ronald Reagan’ın №4838 Açıklaması, 22 Nisan 1981,

– ABD Kongresi’nin iki meclisinin ortak kararları, 8 Nisan 1975’teki №148 ve 12 Eylül 1984’teki №247․

Bu seride, ABD devlet politikasının özel bir konumu olarak, aşağıdakiler özel bir öneme sahiptir:

– ABD Temsilciler Meclisi tarafından kabul edilen № 296 sayılı Karar, 29 Ekim 2019,

– ABD Senatosu Kararı R S.Res 150 ve tabii ki, 12 Aralık 2019’daki,

– ABD Başkanı Joe Biden’in Ermeni Soykırımı’nın tanınmasına ilişkin açıklaması, 24 Nisan 2021․

ABD Temsilciler Meclisi tarafından 29 Ekim 2019’de kabul edilen № 296 sayılı Karar, Ermeni Soykırımı’nın tanınması, kınanması ve telafi edilmesi çalışmalarının etkin bir şekilde sürdürülmesi ve uygulanması için yeni hükümler içeriyordu. Kararda şöyle yazılmıştır:

“2018 tarihli “Elie Wiesel Soykırımı ve Zulümleri Önleme Yasası’nın” vahşeti önlemenin, Amerika Birleşik Devletleri’nin ulusal çıkarlarını temsil ettiğini ve Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti çapında bir vahşet riskini belirleme, önleme ve bunlara cevap verme strajesini diplpmatik müdahelenin güşlendirilmesi ve geşmış vahşetler için cezai hesap verilebilirlik te dahil olmak üzere uygun adalet önlemlerinin desteklenmesi için yabancı yardımı etkin bir şekilde kulanılması”․

Paragrafta şunlar da dahil her şey söylenmiştir:

“Amerika Birleşik Devletleri’nin politikası olası zulmü tespit etmek, önlemek ve bunlara yanıt vermek için Birleşik Devletler Hükümeti düzeyinde bir strateji uygulamaktır…”.

Bu karar neredeyse 12 Aralık 2019’de ABD Senatosu tarafından da Karar № S.Res 150 olarak kabul edildi.

24 Nisan 2021’de ABD Başkanı Joe Biden mesajında iki kez “soykırım” ve bir kez “Büyük Felaket” terimini kullanmış.

Mesajda üç kez aşağıdaki düşünce ifade ediliyor:

“Her yıl bugün Osmanlı dönemindeki Ermeni soykırımında ölenleri hatırlıyoruz ve böyle bir zulmün bir daha yaşanmaması için taahhüdümüzü yeniliyoruz”. “Biz tarihi onaylıyoruz. Bunu suçlamak için değil, yaşananların bir kez daha tekrarlanmayacağından emin olmak için yapıyoruz”. “Gelecekteki zulümlerin dünyanın herhangi bir

yerinde oluşmasını önlemek için ortak kararlılığımızı yenileyelim ve tüm dünya insanları için şifa ve uzlaşma peşinde koşalım.”.

Bu özellikle 27 Eylül’den 9 Kasım 2020’ye kadar, terörist grupların ve paralı askerlerin katılımıyla Artsakh Cumhuriyeti’ne ve Artsakh’ın Ermeni nüfusuna karşı, Türkiye-Azerbaycan ittifakının diğer devletlerin desteğiyle gerçekleştirdiği saldırı, devlet terörü ve soykırım eylemleri bakımından önemlidir.

Unutulmamalıdır ki, Amerika Birleşik Devletleri (ve ayrıca Ermeni Soykırımını tanıyan diğer devletler) için görülmektedir ki, 1894-1896 yıllarında başlayan ve 1915-1923 yıllarına kadar devam eden soykırım Ermeni Halkı’na karşı, Ermeni Yaylaları ve Ortadoğu’nun yerli halkları olan, Süryaniler ve Rumlar da dahil olmak üzere devam etmektedir.

Ermeni Soykırımı’nın ABD yasama organı ve yürütme organı tarafından tanınması, Ermeni Soykırımı’nın tanınması, kınanması ve tazmin edilmesi sorununda mücadeleye devam etmek ve başarıya ulaşmak için çok büyük ve önemli bir katkıdır.

Ve en önemlisi.

Ermeni halkının Ermeni meselesinde adil bir çözüme ulaşması için en önemli yasal belge, Amerika Birleşik Devletleri 28. Başkanı Woodrow Wilson tarafından verilen Tahkim Kararı (22 Kasım 1920) olup, tam adı: “Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır, Ermenistan’ın denize çıkışı ve Ermenistan sınırına bitişik Türk topraklarının askersizleştirilmesi üzerine”․

Tahkim kararı ile ilgili olarak özellikle aşağıdaki hususlar vurgulanmalıdır:

a) Tahkim kararı zamanı geçmeyen, iptal edilmeyen ve bağlayıcıdır.

b) Tahkim kararına göre, Ermenistan’ın unvan ve hakları eski Osmanlı İmparatorluğu’nun Van, Bitlis, Erzurum ve Trabzon vilayetlerinde tesis edilmiştir.

c) Hakem kararı hem Ermenistan hem de Türkiye için olduğu kadar Sevres Barış Antlaşması’nı imzalayan diğer davacılar ve Hakem Kararı’nı imzalayan ABD için de bağlayıcıdır.

d) Tahkim kararına göre, 22 Kasım 1920’dan sonra, yani Tahkim Kararı’nın verilmesinden itibaren, Ermenistan sınırına bitişik Türk toprakları askerisizleştirilecektir.

Bugün, onlarca yıldır, Büyük Ortadoğu derin bir insani ve askeri-politik kriz içindedir ve aslında uzun zamandan beri bir medeniyet krizine dönüşmüştür. Ayrıca da medeniyetlerin beşiği ve kavşağı olarak adlandırılan Ermeni Yaylaları bölgede de. Nedeni odur ki, Sevr Antlaşması ve ABD 28. Başkanı Woodrow Wilson’ın Tahkim Kararı’ıyla verilen kararlar dahil olmak üzere, 1920’de Ermenilerin ve diğer halkların haklarıyla ilgili verilen kararlar uygulanmamıştır. Dünya süreçlerini de etkileyen bu bölgesel krizden çıkmanın ve kurtulmanın, bu kararları hayata geçirmekten ve uygulamaktan başka yol yoktur ve böylece medeniyetlerin beşiği ve kavşağı olan Ermeni Yaylaları’nı özgür kılar.

Çünkü Ermenilerin ve bölgedeki diğer yerli halkların haklarının korunması ve hayata geçirilmesiyle, Büyük Ortadoğu’da uzun zamandır beklenen ve talep edilen kalıcı barışın ve bölgedeki tüm devletler ve uluslar arasında işbirliğinin tesis edilmesinin mümkün olduğu çok açıktır.

ABD Başkanı Joe Biden’ın 24 Nisan 2021’deki mesajı ise, Ortadoğu’da soykırıma uğramış ve haklarından mahrum edilmiş tüm yerli halklar için bir umut ve ilham kaynağıdır.

Ermeni halkı, ABD Başkanı’na, Amerika Birleşik Devletleri’nin yasa koyucularına, Amerika Birleşik Devletleri halkına, onlarca yıldır adalete ulaşma ümidini ve inancını canlı tutan ve bunun için savaşan herkese müteşekkir ve minnettardır.

Halkımız bunu asla unutmayacak.

Halkımız, bununla adalet ve tazminata giden yolun kısaltıldığını asla unutmayacaktır.

Radik Khamoyan

Batı Ermenistan Cumhuriyeti (Ermenistan) Cumhurbaşkanı

24.04.2021

————–

Ermeniceden çeviren: Vrezh Kosayan

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail