08.03.2016
Cizre’de inceleme yapan Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı ve adli tıp uzmanı Prof. Dr. Fincancı, “Cizre’de yanmış ve çürümüş insan eti kokuyordu. Bu bir imha operasyonu” diye konuştu. CHP heyetinden Sezgin Tanrıkulu da “Hâlâ molozların arasından, Dicle Nehri kenarından insan parçaları çıkıyor. Cizre’de her yerde ölüm kokusu vardı” dedi.
80 gündür devam eden ve bir süredir yalnızca geceleri uygulanan sokağa çıkma yasakları ve çatışmalardan sonra Cizre’de incelemelerde bulunan Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Prof.
Dr. Fincancı, “Cizre’de yanmış ve çürümüş insan eti kokuyordu. Evlerdeki eşyalar sanki bilerek, isteyerek tahrip edilmiş. Bu bir imha operasyonu” diye konuştu. Bölgeye giden CHP heyetinden Sezgin Tanrıkulu da “Hâlâ ceset parçaları çıkıyor. Bunu çatışmayla izah edemezsiniz. Savaş görüntüsü var” değerlendirmesinde bulundu.
Bizi affetmeyecekler
Cumhuriyet’ten Selin Görgüner’in haberine göre Şırnak Cizre’de 80 gün süren operasyonların tamamlanması ve sokağa çıkma yasağının kaldırılmasının ardından ilçede incelemelerde bulunan Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı ve adli tıp uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, bodrumda bir çocuğa ait çene kemiği bulduğunu belirterek “Cizre’de yanmış ve çürümüş insan eti kokuyordu. Evler yıkılmış, evlere girilmiş sanki eşyalar bilerek isteyerek tahrip edilmiş. Bu bir imha operasyonu. Bizi affetmeyecekler. Ben de kendimi affetmeyeceğim” dedi.
Sadece birinci bodruma girebildik
Cizre’de cenazelerin çıktığı Bostancı Sokak 23 numaradaki bodruma da giren Prof. Dr. Fincancı, gözlemlerini anlattı. Fincancı, “Sadece birinci bodruma girdik. İkinci bodrum yıkıldığı için giremedik. Orası 4 katlı bir bina, çökmüştü.
Üçüncü bodrum da çok tehlikeli bulunduğu için oraya girmek mümkün olmadı. Birinci bodrumda içeride yaralıların yaralarına bastığı yünler vardı. Onlar yanmamış.
Duvar dibi tamamen yanmış kemik parçalarıyla kaplıydı. O yünler nasıl yanmamış bu sorgulamaya muhtaç. O cesetler nasıl yandı, yakıldı mı araştırılmalı. Orada bir çocuğa ait alt çene kemiği ve hemen yanında yanmış bir gözlük çerçevesi vardı” dedi.
Cizreliler soruyor: Biz düşman mıydık?
Öte yandan Cizre’de incelemelerde bulunan CHP heyetinden Sezgin Tanrıkulu da “Kaç kişinin öldüğü konusunda bile bilgi sahibi olmayan bir devlet var. Hâlâ molozların arasından, Dicle Nehri kenarından insan parçaları çıkıyor. Cizre’de her yerde ölüm kokusu vardı. Cizreliler, ‘Biz düşman mıydık’ diye soruyor. Toplu konutlar inşa edebilirsiniz ancak Cumhuriyet’e olan aidiyet bağlarının kopuşunu nasıl onaracaksınız?” dedi.
Tanrıkulu “Cizre’de fotoğraf karelerine, görüntülere sığmayan tablo var. ‘Temizledik’ dedikleri Cizre yakılmış ve yıkılmış. Cizrelilerin duyguları da yakılmış ve yıkılmış. ‘Biz düşman mıydık’ diyerek söze başlıyor Cizreliler.
En gelişmiş, tank, top gibi savaş araçları kullanılmış. İnsanlar için toplu konutlar inşa edebilirsiniz ancak Cumhuriyet’e olan aidiyet bağlarının kopuşunu nasıl onaracaksınız? Bunun farkında olmayan bir devlet var” diye konuştu.
‘Ölümler delildir’
Tanrıkulu, “Cizre’de hâlâ taziyesi yapılmamış ölümler var. Sağda solda, yıkıntılar arasında, hafriyatların içinde, Dicle Nehri kenarında ceset parçaları çıkıyor. Bunu çatışmayla izah edemezsiniz. Bir savaş görüntüsü var. Tanklar, toplar nerede kullanılır? Savaşta kullanılır.
Boş binaların çatılarına bayrak asılmış. Savaşta ele geçirdiğiniz yere bayrak asarsınız. Operasyonları yürütenlere ‘yakın, yıkın’ talimatı verilmiş. Hiçbir hukuk kuralı uygulanmamış.
Hukukun olmadığı yerde otopsi raporu da olmaz, otopsiler de hukuka uygun olarak yapılmaz. Ölümler her zaman delildir çünkü” ifadelerini kullandı.
www.agos.com.tr